2 Nisan 2015 Perşembe

DADA

    I. Dünya Savaşı yıllarında başlamış kültürel ve sanatsal bir akımdır. Dada Dünya Savaşının barbarlığına, sanat alanındaki ve gündelik hayattaki entelektüel katılığa ve erotizme bir protesto olmuştur. Mantıksızlık ve varolan sanatsal düzenlerin reddedilmesi Dada'nın ana karakteridir. Jean Arp, Richard Hülsenbeck, Tristan Tzara, Jacques Magnifico, Marcel Janco ve Emmy Hennings’in aralarında bulunduğu bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı 1916 yılında Zürih’te Hugo Ball’in açtığı kafede toplandı. Dada bildirisi de burada açıklandı. Dada isminin nereden geldiği konusunda kesin bilgi olmamakla beraber Fransızca ’da oyuncak tahta at anlamına gelen "Dada" bu kişilerin yarattığı edebi akımın ismi olarak seçildiği yönünde bir görüş vardır. Bu akım, dünyanın, insanların yıkılışından umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan etkilenir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından gelen boğuntu ve dengesizliğin akımıdır. Dada’cı yazarlar, kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe Karşı çıkıyor,burjuva değerlerinin tiksinçliğini, pisliğini, iğrençliğini, berbatlığını, rezaletliğini vurguluyorlardı.Toplumda yerleşmiş anlam ve düzen kavramlarına karşı çıkarak dil ve biçimde yeni deneylere giriştiler. Çıkardıkları çok sayıda derginin içinde en önemlisi 1919-1924 arasında yayınlanan ve Andre Breton, Louis Aragon, Philippe Soupault, Paul Eluard ile Georges Ribemont-Dessaignes’in yazılarının yer aldığı "De Litterature" (dö Literatür)'dü. Dadacılık1922 sonrasında etkinliğini yitirmeye başladı. Dadacılar gerçeküstücülüğe (sürrealizm) yöneldi.     ‘Dadaizm’, yaratıcı ve soyut sanatı canlandırma, yeniden hareketlendirme arayışı içindedir. Dadaizm; Geleneksel sanata karşı olan estetik durumları, rastlantısallık sonucu oluşan olayları, kuralların olmayışını savunan; ve varolan sanat, savaş, toplum, gelenek, din ve ahlaki değerleri reddeden ve bunları hafife alan bir akımdır. 
 Tristan Tzara (1896-1963)
   Tristan Tzara Rumen asıllı Fransız şair, yazar, Dadacılık akımının kurucularından. Asıl adı Sami Rosenstock'dır. Dadacılık hareketinin adındaki "dada" kelimesini 1916 yılında arkadaşlarıyla birlikte Larousse sözlüğünün rastgele bir sayfasını açarak buldu Dadacı Manifesto aynı yıl Tristan Tzara tarafından yazıldı. Tamamen rastlantılara dayalı ve geleneksel yazın kurallarının dışında bir edebiyat anlayışı geliştiren Tzara, şiirlerini gazeteden kesilen sözcükleri bir şapkada karıştırıp rastgele çekerek oluşturmuştur. 1921'de Paris'e yerleşerek, André Breton, Philippe Soupault, Louis Aragon ve Paul Eluard gibi şair ve yazarlarla, dilin yapısında ve kullanımında yaptıkları değişik ve çarpıcı denemelerle kamuoyunu ve sanat çevrelerini sarstılar.
Dil ve estetik kurallarını, bunların denetlemesini, mantık dizgesini yok sayan ve sözcük anlamlarına değer vermeyen, alabildiğine bağımsız çağrışımlarla ilkel ve doğrudan anlatım biçimi arayan bir sanat akımı olan Dadacılık; dünyanın, insanlığın yaşadığı yıkımdan umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan anlayışa sahip bir felsefi yapıdan etkilenmiş, I. Dünya Savaşı'nın yarattığı umutsuzluktan, boğuntu ve dengesizlikten, burjuva değerleri karşısında duyduğu tiksintiden kaynaklanan protesto eylemleri yapan ve güvensizlik ve umutsuzluk içeren yıkıcı bir devinimdi. André Breton'un Dadacılıktan sıyrılması ve bir grup yazarın da bu sıyrılmayı taşkınlıkla dönemin kamuoyuna taşımasından sonra Dadaizm her ne kadar yaşatılmaya devam edilse de, Breton'un kurduğu Gerçeküstücülük etkisini arttırdıkça, Dadacılık da giderek ortadan kaybolmuştur. Tzara Dadacılık sonrası şiirlerini gerçeküstücülüğe yakın bir tarzda yazmıştır.

Dada Akımı Sonucu Ortaya Çıkan Eserler







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder